yerleşimciler

listen to the pronunciation of yerleşimciler
Turkish - English
settlers

The settlers did not always honor the treaties. - Yerleşimciler, yapılan anlaşmalara her zaman saygı göstermediler.

Settlers were forced off their land. - Yerleşimciler ülkelerinden kovuldular.

Plural of settler
yerleşim
settlement

Akrotiri is a Bronze age settlement that was buried under volcanic ash. - Akrotiri, volkanik kül altına gömülmüş bir Bronz çağı yerleşimidir.

Sami began a 600 hundred miles journey to the nearest settlement. - Sami en yakın yerleşim yerine 600 yüz millik bir yolculuğa başladı.

yerleşim
housing
yerleşim
(Bilgisayar) place at
yerleşim
habitat
yerleşim
allocation
yerleşim
settling
yerleşim
(Bilgisayar) alignment
yerleşim
location
yerleşimci
settler

The Indians gave the settlers food. - Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.

The settlers accepted the Indians' help. - Yerleşimciler kızıl derililerin yardımını kabul etti.

yerleşim
placement
yerleşim
settlement, settling, inhabitting; housing
yerleşim
residential

This residential area is comfortable to live in. - Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.

I would prefer to live in a residential area, not downtown. - Bir şehir merkezinde değil, bir yerleşim alanında yaşamayı tercih ederim.

yerleşim
settlement, settling (of people in a place)
Turkish - Turkish

Definition of yerleşimciler in Turkish Turkish dictionary

yerleşim
Yerleşme, iskân: "Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir."- Anayasa
Yerleşim
iskan
yerleşim
Yerleşme, iskân