- Definition of yedekle in Turkish English dictionary
-  (Bilgisayar) back up Back up all your work. -Tüm çalışmalarınızı yedekleyin 
 
-  {f} back#up
-  {f} backup Tom called for backup. -Tom yedekleme için çağrıda bulundu. 
 
- yedek
- reserve 
- Yedek
- backup Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform. -Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı. 
 Tom always has a backup plan. -Her zaman bir yedek planın var. 
 
- yedek
- spare Tom is making spare parts in a car factory. -Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor. 
 I don't have a spare shirt. -Yedek bir gömleğim yok. 
 
- yedek
- substitute That class had a substitute teacher for the first week of school. -O sınıf, okulun ilk haftası için bir yedek öğretmene sahipti. 
 Your substitute has already been picked out. -Sizin yedek oyuncunuz zaten seçildi. 
 
- yedek
- auxiliary 
- yedek
-  (Askeri) stay behind
- yedek
- emergency 
- yedek
-  (Ticaret) request
- yedek
- reliever 
- yedek
- back-up 
- yedek
- stand-in 
- yedek
- relief 
- yedek
-  (Bilgisayar) backup of
- yedek
- led animal 
- yedek
-  (Mekanik) redundant
- yedek
- stand-by 
- yedek
- extra Do you have an extra key? -Yedek anahtarın var mı? 
 
- yedek
- alternative 
- yedek
- halter 
- yedek
- towrope 
- yedek
-  (Bilgisayar) alternate
- yedek
-  (Gıda) auxillary
- yedek
- lenten 
- yedek
-  (Bilgisayar) bkup
- yedek
- understudy 
- yedek
- backup man 
- yedek
- fill-in 
- yedek
- reserved 
- yedeklemek
-  (Bilgisayar) make a backup
- yedeklemek
- tow 
- Yedek
- standby 
- yedek
- replacement 
- yedek
- accessory 
- yedek
- reservist 
- yedek
- yedek 
- yedek
- to spare 
- yedek
- spares 
- yedek
-  {i} back#up
- Yedek
- alternate, alternative 
- yedek
- pilot 
- yedek
- reserve service 
- yedek
- duplicate He had a duplicate key made from that one. -Ondan yapılmış bir yedek anahtarı vardı. 
 May I borrow a duplicate key for Room 360? -Oda 360 için bir yedek anahtar alabilir miyim? 
 
- yedek
- towrope; towline 
- yedek
- refill Can I get you a refill? -Sana bir yedek alabilir miyim? 
 
- yedek
- horse taken in tow as a spare 
- yedek
- spare; reserve; held as a spare or reserve; standby 
- yedek
- jury 
- yedek
- stand by 
- yedek
- (a) spare; (a) reserve, something held in reserve; (a) standby 
- yedek
- substitutional 
- yedek
- standby; halter; towrope; led animal; reserve; substitute, reserve, sub; backup; spare, extra; auxiliary, emergency 
- yedek
- standby , backup , substitute 
- yedek
- donkey 
- yedeklemek
- back up , backup 
- yedeklemek
- to back up 
- yedeklemek
- to get a spare part for (something) 
- yedeklemek
- back up