yeğen, yeğen

listen to the pronunciation of yeğen, yeğen
Turkish - English

Definition of yeğen, yeğen in Turkish English dictionary

erkek yeğen
nephew

I have a nephew. He's a bartender. - Bir erkek yeğenim var. O bir barmen.

Today I picked up my four-year-old nephew from kindergarten. - Bugün anaokulundan dört yaşındaki erkek yeğenimi aldım.

yeğen
nephew

Tom is Mary's nephew. - Tom Mary'nin erkek yeğeni.

My nephew is allergic to eggs. - Yeğenimin yumurtalara alerjisi var.

yeğen
niece

My niece is attractive and mature for her age. - Kız yeğenim yaşına göre çekici ve olgundur.

To tell the truth, she is my niece. - Doğruyu söylemek gerekirse, o benim yeğenimdir.

yeğen
nephew; niece
yeğen kızı
grandniece
yeğen oğlu
grandnephew
Turkish - Turkish

Definition of yeğen, yeğen in Turkish Turkish dictionary

YEĞEN
(Hukuk) Kardeş çocuğunun diğer kardeşe olan akrabılık durumu
yeğen
Birine göre amca, hala, dayı veya teyzenin çocuğu: "Ama yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur."- T. Buğra
yeğen
Tüylü dişi deve ile tek hörgüçlü erkek devenin geriye melezlenmesiyle elde edilen bir deve türü
yeğen
Birine göre amca, hala, dayı veya teyzenin çocuğu
yeğen
Birine göre kardeşinin çocuğu