yazarak

listen to the pronunciation of yazarak
Turkish - English
writing

Tom spent the better part of the day writing an article for a local magazine. - Tom günün çoğunu yerel bir dergi için bir makale yazarak geçirdi.

We're eating up a lot of time writing letters by hand. - Elle mektuplar yazarak çok zaman harcıyoruz.

typing
yaz
summer

In the summer it's very hot in southern Spain. - Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.

How much money was saved in preparation for the summer vacation? - Yaz tatiline hazırlık için ne kadar para biriktirildi?

yaz
{f} clerk

In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband. - 1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.

The clerk nodded, so the woman wrote a check and handed it over. - Katip başını salladı bu yüzden kadın bir çek yazdı ve onu teslim etti.

yaz
wrote

He wrote a book in China. - O, Çin'de bir kitap yazdı.

I wrote this letter in French. - Bu mektubu Fransızca yazdım.

yaz
(Dilbilim) script

He writes scripts for TV shows. - O, TV gösterileri için senaryolar yazar.

I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script? - Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?

yaz
inscribe
yaz
{f} penned

He penned it down so as to not forget it. - Onu unutmamak için yazdı.

yaz
write

I can write programs in Visual Basic. - Visual Basic ile programlar yazabiliyorum.

You must not write a letter with a pencil. - Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın.

yaz
{f} jot

Tom jotted down a message to Mary. - Tom Mary'ye bir mesaj yazdı.

yaz
{f} writing

Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway. - Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.

Ann has just finished writing her report. - Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.

yaz
prescribe

Let's see what fate has prescribed. - Kaderde ne yazıyormuş görelim.

You should go to specialist, for now I will prescribe you medicine. - Bir uzmana gitmen gerekir, şimdilik sana ilaç yazacağım.

yaz
{f} written

Words fly away, the written remains. - Söz uçar, yazı kalır.

I had written the letter when he came. - O geldiğinde mektubu yazmıştım.

yaz
write down

I will write down your name and address. - Adınızı ve adresinizi yazacağım.

I tried to write down everything he said. - Onun söylediği her şeyi yazmaya çalıştım.

yaz
{f} pen

This is the pencil with which she wrote it. - Bu onun onu yazdığı kurşun kalemdir.

Please write with a pencil. - Lütfen bir kurşun kalemle yaz.

yaz
enrol
yaz
draw up
yaz
print in
yaz
{f} printed

Dan printed thousands of pages of articles from the Internet. - Dan internetten binlerce sayfa makale yazdırdı.

Journalism is printing what someone else does not want printed. Everything else is public relations. - Gazetecilik, birilerinin yazılmasını istemediği şeyleri yazmaktır. Gerisi halkla ilişkilerdir.

yaz
aestival
yaz
aestival [Brit.]
yaz
estiva
yaz
summertime

How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime. - Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.

Bicycles are for summertime. - Bisikletler yaz içindir.

yaz
write#down
yaz
writedown
yaz
{f} type

At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand. - Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

You can type, can't you? - Daktilo ile yazabilirsin, değil mi?

yaz
drawup
yaz
indite
Turkish - Turkish

Definition of yazarak in Turkish Turkish dictionary

yaz
Yılın, haziranın 21 'inde başlayıp eylülün 23 'üne kadar süren, ilkbaharla sonbahar arasındaki sıcak mevsimi
yaz
Kuzey yarım kürede haziranın 21 'inde başlayıp eylülün 23 'üne kadar süren, ilkbaharla sonbahar arasındaki sıcak mevsimi: "Çok sıcak bir yaz gecesiydi."- Y. K. Karaosmanoğlu