Definition of yazarın in Turkish English dictionary
- yazar
- writer
Mother has a good opinion of the writer.
- Annemin yazarla ilgili iyi bir fikri var.
Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
- Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
- yazar
- {i} author
What cultural differences did the author find in working with Dutch and American students?
- Yazar Hollandalı ve Amerikalı öğrencilerle çalışırken hangi kültürel farklılıkları buldu?
The author of this article is a famous critic.
- Bu makalenin yazarı, ünlü bir eleştirmendir.
- yazarın kendi el yazması
- autograph
- yazarın takma adı
- pseudonym
- yazarın tüm eserlerini içeren dizi
- corpus
- yazarın yazıdaki son sözü
- envoy
- yazarın ölümünden sonra basılan eserleri
- literary remains
- yazarın üslubu
- pencraft
- yazar
- novelist
Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
- Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
In addition to being a doctor, he was a very famous novelist.
- İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı.
- yazar
- contributor
Contributors should be civil and respectful.
- Yazarlar medeni ve saygılı olmalı.
- yazar
- {i} penman
- yazar
- composer
- yazar
- dramatist
The dramatist resides now in New York.
- Oyun yazarı şimdi New York'ta oturuyor.
- yazar
- (Konuşma Dili) a man of letters
- yazar
- quill driver
- yazar
- man of letters
- yazar
- writer; author
- yazar
- writer, author
- yazar
- scribe
- yazar
- pen
Would you please write with a ballpoint pen?
- Lütfen tükenmez kalemle yazar mısınız?
Will you write with a ballpoint pen?
- Tükenmez kalemle yazar mısın?
