I'll travel across Europe by bicycle this summer.
- Bu yaz Avrupa'ya bisiklet ile seyahat edeceğim.
How much money was saved in preparation for the summer vacation?
- Yaz tatiline hazırlık için ne kadar para biriktirildi?
The clerk nodded, so the woman wrote a check and handed it over.
- Katip başını salladı bu yüzden kadın bir çek yazdı ve onu teslim etti.
In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband.
- 1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.
I wrote this letter in French.
- Bu mektubu Fransızca yazdım.
Jim wrote the letter for Betty.
- Jim, mektubu Betty'ye yazdı.
Today I watched a play of a script written by a friend.
- Bugün senaryosu bir arkadaş tarafından yazılmış bir oyun izledim.
He writes scripts for TV shows.
- O, TV gösterileri için senaryolar yazar.
He penned it down so as to not forget it.
- Onu unutmamak için yazdı.
You must not write a letter with a pencil.
- Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın.
He never fails to write to his mother every week.
- O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.
Tom jotted down a message to Mary.
- Tom Mary'ye bir mesaj yazdı.
Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
I prefer reading to writing.
- Okumayı yazmaya tercih ederim.
I will prescribe a febrifuge to you.
- Size bir ateş düşürücü ilaç yazacağım.
Let's see what fate has prescribed.
- Kaderde ne yazıyormuş görelim.
Words fly away, the written remains.
- Söz uçar, yazı kalır.
Esperanto is written phonetically with an alphabet of 28 letters.
- Esperanto, 28 harfli alfabe ile fonetik olarak yazılır.
Write down your date of birth here.
- Doğum tarihinizi buraya yazın.
I tried to write down everything he said.
- Onun söylediği her şeyi yazmaya çalıştım.
Please write with a pencil.
- Lütfen bir kurşun kalemle yaz.
You must not write a letter with a pencil.
- Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın.
Tom printed out the page.
- Tom sayfayı dışarı yazdırdı.
Journalism is printing what someone else does not want printed. Everything else is public relations.
- Gazetecilik, birilerinin yazılmasını istemediği şeyleri yazmaktır. Gerisi halkla ilişkilerdir.
Tom has an unlisted phone number.
- Tom'un listeye yazılmamış bir telefon numarası var.
Bicycles are for summertime.
- Bisikletler yaz içindir.
How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime.
- Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.
You can type, can't you?
- Daktilo ile yazabilirsin, değil mi?
I can't reply your message immediately, for I can't type fast.
- Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.