Little by little, you will notice improvement in your writings.
 - Yavaş yavaş, kendi yazılarındaki iyileşmeyi fark edeceksin.
Without knowing the original language of the holy writings, how can you rely on your interpretations about them?
 - Kutsal yazıların orijinal dilini bilmeden, nasıl onlar hakkındaki yorumlarına güvenebilirsin?
I am writing articles about strikes.
 - Grevler hakkında makaleler yazıyorum.
I'm writing an article for the school newspaper.
 - Okul gazetesi için bir makale yazıyorum.
I'm writing a letter.
 - Bir mektup yazıyorum.
She is writing a letter now.
 - O şimdi bir mektup yazıyor.
This is a cursive script.
 - Bu bir bitişik el yazısı.
Tom, do you know what kind of script this is? Probably Tibetan, but I can't read a bit of it.
 - Tom, bunun ne tür bir yazıt olduğunu biliyor musun? Muhtemelen Tibet, ama ondan bir parça okuyamıyorum.
Layla had religious inscriptions in her business card.
 - Leyla'nın kartvizitinde dini yazılar vardı.
The inscription carved into the rock is from the sixth century B.C.
 - Kayaya oyulmuş yazıt milattan önce altıncı yüzyıldandır.
Tom's essay had many typos.
 - Tom'un denemesinin birçok yazım hataları vardı.
It took me 2 hours to finish the essay.
 - Yazıyı bitirmek 2 saatimi aldı.
This is a story written in easy English.
 - Bu kolay İngilizce ile yazılmış bir hikaye.
This story was written by my friend.
 - Bu hikaye arkadaşım tarafından yazıldı.
Her composition is very good except for a few errors in spelling.
 - Onun kompozisyonu birkaç yazım hatası dışında çok iyi.
Her composition is very good except for two or three spelling errors.
 - İki ya da üç yazım hatası hariç onun kompozisyonu çok iyi.
Tom, do you know what kind of script this is? Probably Tibetan, but I can't read a bit of it.
 - Tom, bunun ne tür bir yazıt olduğunu biliyor musun? Muhtemelen Tibet, ama ondan bir parça okuyamıyorum.
This is a cursive script.
 - Bu bir bitişik el yazısı.
The stories in the book are written for her.
 - Kitaptaki hikayeler onun için yazılıyor.
Tom writes short stories.
 - Tom kısa öyküler yazıyor.
The printer needs paper.
 - Yazıcıya kağıt lazım.
Give me some paper to write on.
 - Yazı yazmak için bana biraz kağıt verin.
Sorry, that's a typo.
 - Üzgünüm, o bir yazım hatası.
I think it's just a typo, rather than a grammatical error.
 - Bence bu gramer hatasından çok, bir yazım hatası.
Please write the answer on this piece of paper.
 - Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazınız.
Esperanto is written phonetically with an alphabet of 28 letters.
 - Esperanto, 28 harfli alfabe ile fonetik olarak yazılır.
English is written with a Latin alphabet.
 - İngilizce, Latin alfabesiyle yazılır.
Esperanto is written phonetically with an alphabet of 28 letters.
 - Esperanto, 28 harfli alfabe ile fonetik olarak yazılır.
In the Middle Ages, anyone who'd oppose to the Holy Scriptures was murdered.
 - Orta çağlarda, Kutsal Yazılara karşı çıkan herhangi biri öldürüldü.
Heads I win, tails you lose.
 - Turalar ben kazanırım, yazılar sen kaybedersin.
There were a lot of writings about homosexuality.
 - Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.
They are apocryphal writings.
 - Onlar uydurma yazılar.