yayınlayan

listen to the pronunciation of yayınlayan
Turkish - English
emissive
(Bilgisayar) issuer
yayınla
publish

Several newspapers published the story. - Birkaç gazete haberi yayınladı.

Professor White published his first book last year. - Profesör White, geçen yıl ilk kitabını yayınlandı.

yayınla
telecast
yayınla
{f} issue

He issued his report in September, 2000. - Raporunu Eylül, 2000'de yayınladı.

The latest issue of the magazine will come out next Monday. - Derginin son basımı gelecek pazartesi yayınlanacak.

yayınla
{f} broadcast

That program is now being broadcast. - O program şu anda yayınlanıyor.

The concert was broadcast live. - Konser canlı olarak yayınlandı.