yavaşlatan

listen to the pronunciation of yavaşlatan
Turkish - English
slowing
a decrease in speed; "the deceleration of the arms race"
present participle of slow
yavaşla
ease off
yavaşla
decelerate
yavaşla
{f} slow

Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home. - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

Shouldn't we slow down? - Yavaşlamamız gerekmiyor mu?

yavaşla
{f} slowed

Business has really slowed down. - İş gerçekten yavaşladı.

After the first year, the patient's recovery slowed to a standstill. - Birinci yıldan sonra, hastanın iyileşmesi durma noktasında yavaşladı.

yavaşla
slow up