yasaları

listen to the pronunciation of yasaları
Turkish - English

Definition of yasaları in Turkish English dictionary

yasa
statute
yasa
code

The Code of Hammurabi is one of the world's most ancient legal codes. - Hammurabi kanunu dünyanın en eski yasal kanunlarından biridir.

The school's dress code prohibits dyeing your hair a non-natural color. - Okulun kıyafet kodu saçınızı doğal olmayan bir rengi boyamanızı yasaklıyor.

yasa
(Hukuk) law

Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through. - Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.

Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime. - Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.

yasa
act

The lawyer recommended his client to take legal action. - Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.

Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN. - Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.

yasaları çiğnemenin cezası
sanction
yasa
(a) law
patent yasaları
(Ticaret) patent law
yasa
(Ticaret) code of conduct
yasa
legislation

We have to pass this legislation. - Bu yasayı geçirmek zorundayız.

Our surveys indicate that the public would support the proposed legislation. - Bizim anketler halkın önerilen yasayı destekleyeceğini göstermektedir.

yasa
rule

There is a very strict rule forbidding smoking in bed. - Yatakta sigara içmeyi yasaklayan çok sıkı bir kural var.

That's against the rules. - Bu yasalara aykırıdır.

yasa
(Latin) lex
yasa
annul
yasa
ordinance
yasa
constitution

The 14th Amendment to the U.S. Constitution was ratified in 1868. - ABD Anayasasında 14. yasa değişiklikliği 1868 yılında onaylanmıştır.

We need to uphold laws against discrimination — in hiring, and in housing, and in education, and in the criminal justice system. That is what our Constitution and highest ideals require. - Ayrımcılığa karşı yasaları, işe alma, konut edinme, eğitim ve ceza adalet sistemini de desteklemeliyiz. Anayasa ve en üst düzey ideallerimiz gerektirdiği budur.

yasa
enactment
yasa
legislate
düşünme yasaları
laws of thinking
yasa
the law

You have to abide by the laws. - Yasalara uymak zorundasın.

Newton established the law of gravity. - Newton yerçekimi yasasını kanıtlamıştır.

avrupa yasaları
(Politika, Siyaset) european laws
benzerlik yasaları
similarity laws
denizcilik yasaları
(Ticaret) navigation acts
kumar yasaları
gaming laws
mendel yasaları
(Pisikoloji, Ruhbilim) mendel's laws
newton devinim yasaları
(Fizik) newton's laws of motion
planlama yasaları
(Ticaret) planning acts
tefecilik yasaları
(Ticaret) usury laws
telif hakkı yasaları
copyright laws
uyum yasaları
(Politika, Siyaset) adjustment laws
yasa
act of congress
yasa
regulation
yasa
law, act kanun
yasa
enaction
yasa
code of laws, law code
ülke yasaları dışında olan
extraterritorial
ülkenin yasaları dışında olan
exterritorial
Turkish - Turkish

Definition of yasaları in Turkish Turkish dictionary

Yasa
kanun

Kanun, yaşı küçük olanların sigara içmesini yasaklıyor. - Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.

Bu kanunu düzeltmeliyiz. - Bu yasayı ıslah etmeliyiz.

düşünme yasaları
Doğru olması gereken bir düşünmenin belli şartlar altında nasıl gerçekleştiğini gösteren kurallar
yasa
Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve mecburiyet gösteren kural
yasa
Toplumsal hayat içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir mecburiyeti olan alışkılarının bütünü
yasa
Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması şart olan temel
yasa
Bilimde çok sayıda deney ve gözlemlerden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum
yasa
Çok sayıda deney ve gözlemlerden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum