yaralanmış

listen to the pronunciation of yaralanmış
Turkish - English
wounded

Many thousands on both sides had been wounded. - Her iki tarafta da binlercesi yaralanmıştı.

The soldier was wounded in the leg and couldn't move. - Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.

injured

Tom might be seriously injured. - Tom ciddi biçimde yaralanmış olabilir.

There were a few passengers in the train who were injured in the accident. - Trende, kazada yaralanmış olan birkaç yolcu vardı.

wounding
stricken
yarala
gall
yarala
{f} hurting

I didn't tell him the truth because I was afraid of hurting his feelings. - Ona gerçekleri söylemedim çünkü duygularını yaralamaktan korktum.

yarala
{f} injured

Máire was injured in an accident. - Máire bir kazada yaralandı.

A number of tourists were injured in the accident. - Kazada çok sayıda turist yaralandı.

yarala
injure

A number of tourists were injured in the accident. - Kazada çok sayıda turist yaralandı.

No one else was injured. - Başka hiç kimse yaralanmadı.

yarala
{f} gashed
yarala
{f} hurt

Was anybody else hurt? - Başka kimse yaralandı mı?

Tom was hurt in a traffic accident. - Tom bir trafik kazasında yaralandı.

yarala
{f} gash
yarala
{f} wound

Thousands were killed or wounded. - Binlerce insan öldürüldü veya yaralandı

Many soldiers suffered terrible wounds in the battle. - Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.

düşmanlıklar yüzünden yaralanmış
(Askeri) wounded due to hostilities
muharebede yaralanmış
(Askeri) wounded in action
yarala
wounded

The soldier was wounded in the leg and couldn't move. - Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.

The soldier was wounded in the leg. - Asker bacağından yaralandı.