yarıda

listen to the pronunciation of yarıda
Turkish - English

Definition of yarıda in Turkish English dictionary

yarıda kesmek
interrupt

Tom opened his mouth to interrupt. - Tom yarıda kesmek için ağzını açtı.

yarıda kesme
interrupt
yarıda bırakmak
leave smth. undone
yarıda bırakmak
to interrupt, to discontinue
yarıda bırakmak
to leave off (doing something) when one has completed only half of it, stop doing (a job) when one is in the middle of it
yarıda kalmak
to be left half finished
yarıda kalmak
to be left half finished, be left half done
yarıda kesmek
to interrupt, to abort
yarı
part

Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone. - Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

After the birth of your child, you should make your work part-time. - Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.

yarı
semi

The women paraded around seminude. - Kadınlar neredeyse yarı çıplak geçit töreni yaptı.

The team won the semifinals and advanced to the finals. - Takım yarı finali kazandı ve finale yükseldi.

yarı
moiety
yarı
half

The dictionary contains about half a million words. - Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

yarı
quasi

A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear. - Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.

yarı
quasi-
yarı
para-
yarı
meta
yarı
semi-

Sami was lying on his side in a semi-fetal position. - Sami yarı fetal bir pozisyonda yan yatıyordu.

Farm cats are usually feral or semi-feral. - Çiftlik kedileri genellikle vahşi veya yarı vahşidir.

yarı
hemi

Mars contains highlands which occur in the southern hemisphere. - Mars güney yarım kürede oluşan yaylalar içeriyor.

The equator divides the globe into two hemispheres. - Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.

yarı
sports half time, the half
yarı
half of the, half the: Öğrencilerin yarısı geldi. Half of the students have come. gece yarısı midnight
yarı
half of, mid-: Yarı ömrüm bitti. Half of my life is over. Yarı yolda kaldık. We were left stranded in the middle of our journey. yarı gece midnight. yarı yün yarı poliyester bir kazak a sweater that's half wool and half polyester
yarı
halfway, half, only partially: yarı açık half open. Yarı anladı. He halfway understood. yarı pişmiş et underdone meat. yarı cahil semiliterate. yarı göçebe seminomadic/ seminomad. yarı resmi semiofficial
yarı
halves

You shouldn't do things by halves. - İşleri yarım bırakmamalısın.

Never do things by halves. - Hiçbir işi yarım yamalak yapma.

Turkish - Turkish

Definition of yarıda in Turkish Turkish dictionary

Yarı
nim
yarı
Yağ çömleğinin ağzına gerilen deri
yarı
Yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak: "Arkasından yarı şaka, yarı sitem ilave ediyor."- A. İlhan
yarı
Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Futbolda 45 dakikalık her iki dönemden biri
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf: "Ziyafet neşe içinde gece yarısına kadar sürdü."- R. H. Karay
yarı
(Osmanlı Dönemi) nısf