The challenges are daunting, but we can overcome them.
 - Zorluklar yıldırıcı ama biz bunların üstesinden gelebiliriz.
It was a daunting task.
 - Yıldırıcı bir görevdi.
I saw a movie for the first time in two years.
 - İki yılda ilk kez bir film izledim.
We went to London last year.
 - Geçen yıl Londra'ya gittik.
He has been in Japan for three years.
 - O üç yıldır Japonya'da.
There was a castle here many years ago.
 - Yıllar önce orada bir kale vardı.
As the sun rose, the stars faded away.
 - Güneş doğduğunda, yıldızlar kayboldu.
My father's birthday falls on Sunday this year.
 - Babamın doğum günü bu yıl pazar gününe denk geliyor.
Senede dört mevsim vardır: Bahar, yaz, güz ve kış.
 - Bir yılda dört mevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış.
Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum.
 - Gelecek yıl Çince öğrenmek istiyorum.