I'm too tired to walk.
 - Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
She was so tired that she couldn't walk.
 - Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.
Walking is good exercise.
 - Yürümek iyi egzersizdir.
She likes walking alone.
 - O yalnız yürümeyi sever.
In order to swim, you have to learn to tread water first.
 - Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.
Do not walk outside this area.
 - Bu alanın dışında yürümeyin.