Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var.
 - Tom and Mary have something surprising in common.
Buna müştereken sahibiz.
 - We have that in common.
Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır.
 - The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space.
Sınır kavgaları yaygındı.
 - Border fights were common.
İki başbakanın ortak hiçbir şeyi yoktu.
 - The two premiers had nothing in common.
Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
 - They had been working together for common interests.
Ökseotu genelde Noel dekorasyonu olarak kullanılır.
 - Mistletoe is commonly used as a Christmas decoration.
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
 - Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim.
 - I compiled a list of 30 of the most common dirty words.
Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir.
 - Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.