Bu hafta sonu bir araba almak zorundayım.
- Ich muss dieses Wochenende ein Auto kaufen.
Bu hafta sonu vaktiniz var mı?
- Haben Sie dieses Wochenende Zeit?
Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
- Tom dreaded having to spend another weekend with Mary.
Jane durgun bir hafta sonu geçirdi.
- Jane spent a very flat weekend.
Geçen haftasonu Boston'da çok eğlendim.
- I had a lot of fun in Boston last weekend.
Umarım harika bir haftasonu geçirdiniz.
- I hope you had a great weekend.
Hafta sonları asla çalışmam.
- I never work on weekends.
Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
- Tom dreaded having to spend another weekend with Mary.
How was your weekend?
- Wie war dein Wochenende?
Kate stays in Izu over the weekend.
- Kate bleibt das Wochenende über in Izu.
I'm wearing my weekend shoes.
a weekend break.