On mahkûm hapishaneden çıktı.
 - Ten prisoners broke out of jail.
Bir hapishanede asla bulunmadım.
 - I have never been inside a jail.
Sami ilçe cezaevinde Leyla'yı ziyaret etti.
 - Sami visited Layla at the county jail.
Tom ömrünün geriye kalanını hapiste geçirmek istemiyor.
 - Tom doesn't want to spend the rest of his life in jail.
Tom Mary'yi kefaletle hapishaneden çıkardı.
 - Tom bailed Mary out of jail.