Fakat onun uyarısını ihmal edemem.
 - I cannot, however, neglect his warning.
Çok kısa bir uyarı veya açıklama akıllı bir kişi için yeterlidir.
 - A very brief warning or explanation is enough for an intelligent person.
Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
 - Tom failed to heed warning signs.
Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi.
 - No attention was paid to his warning.
Tom Mary'nin uyarısına aldırmadı.
 - Tom ignored Mary's warning.
Tom Mary'nin uyarısına dikkat etmedi.
 - Tom paid no attention to Mary's warning.
Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
 - Tom failed to heed warning signs.
Polis onu uyarmadan serbest bıraktı.
 - The policeman let him off with a warning.
Tom Mary'ye uyarıcı bir görüntü verdi.
 - Tom gave Mary a warning look.