O cevizi dişleriyle kırdı.
- He cracked the walnut with his teeth.
Tom çantasını cevizle doldurdu.
- Tom filled his bag with walnuts.
Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.
- The walnut tree prefers a dry and warm climate.
Nehirin kenarındaki ağaç ceviz ağacı.
- That tree near the river is a walnut tree.
Mr Yamaha gave some walnuts to a beggar.
- Herr Yamaha gab einem Bettler ein paar Walnüsse.
Her pockets were bulging with walnuts.
- Ihre Taschen waren von Walnüssen ausgebeult.
walnut colour:.