German - Turkish
Definition of voreingenommen in German Turkish dictionary
- (Gramer) (gegenüber jdm. + D) birisine karşı peşin hükümlü olmak
- {'fo: r-ayngınomın} önyargılı
- peşin hüküm sahibi
English - Turkish
Definition of voreingenommen in English Turkish dictionary
- biased
- {s} önyargılı
Önyargılı bir fikrim olduğunu biliyorum.
-I know I have a biased opinion.
Bu önyargılı bir makale.
-This is a biased article.
- biased
- etkilenmiş
- biased
- yanlı
- biased
- tarafgir
- biased
- {f} etkile
- discriminatory
- ayırımcı
- biased
- eğilimli
- discriminatory
- Ayrımcı, fark gözeten, ayrım yapan, ayrıcalık yapan, ayırt edebilen
- biased
- {s} peşin hükümlü
- biased
- {s} etki altında kalmış
- biased
- eğilimli,v.etkile: adj.sapmalı
- biased
- {s} taraflı
Bu taraflı bir makale.
-This is a biased article.
- discriminatory
- aleyhte davranan ile ilgili
- discriminatory
- {s} ayrımcı
- discriminatory
- {s} ayrıcalık yapan
- discriminatory
- (sıfat) ayrımcı, fark gözeten, ayrım yapan, ayrıcalık yapan, ayırt edebilen
- discriminatory
- {s} ayırt edebilen
Related Terms
German - English
Definition of voreingenommen in German English dictionary
- biased
- prejudiced
- discriminatory
- judgy
- voreingenommen sein gegen
- to be prejudiced against
- Er ist voreingenommen.
- He's prejudiced
- Ich muss gestehen, dass ich gegen ihn irgendwie voreingenommen bin.
- I must admit that I'm kind of predisposed towards disliking him
- gegen etwas voreingenommen sein
- to have a prejudice against something