Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
- Numerous stars were visible in the sky.
Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
- The king had numerous illegitimate children with her.
Tom'un sayısız kız arkadaşı vardı.
- Tom had numerous girlfriends.
Dan, Linda'yı sayısız kez aramaya çalıştı.
- Dan tried to call Linda numerous times.
Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
- We have made numerous improvements to our house since we bought it.
Onu birçok kez yaptım.
- I've done that numerous of times.
Kyoto'da çok sayıda üniversite var.
- There are numerous universities in Kyoto.
Umutlu olmak için çok sayıda sebep var.
- There are numerous reasons to be hopeful.