Öğrencilerin şüpheli yerlerden uzak kalması bekleniyor.
- Students are expected to stay away from dubious places.
Bahçe beklediğimden daha büyüktü.
- The garden was larger than I had expected.
Her zaman söz verilen zamanda gel.
- Always come by the time promised.
Yol kalabalık bu yüzden muhtemelen söz verilen zamanda varmayacağız.
- The road is crowded so we probably won't get in promised time.
Yarın söz verilmiş değil.
- Tomorrow is not promised.
Her zaman beklenilen şeyi yapmaz mısınız?
- Don't you always do what's expected?
Sanırım o beklenilen şey.
- I think that's to be expected.
Ona olan bağlılığımı taahhüt ettim.
- I pledged my loyalty to him.
Tom bunu taahhüt etti.
- Tom has pledged to do that.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet him at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet her at the coffee shop.