English - Turkish
Definition of verspannt in English Turkish dictionary
- tense
- {s} stresli, gerilimli
- braced
- o_ddestekle hazırla desteklenmiş
- tense
- endişeli
- braces
- pantolon askısı
Sanırım pantolon askısına ihtiyacım var.
-I think I need braces.
Tom sadece pantolon askısını çıkardı.
-Tom just got his braces off.
- tense
- gerilmiş
- tense
- sinirli
- tense
- germek
- tense
- {f} ger
Mary odada iken, Tom her zaman gergin hissettiğini söylüyor.
-Tom says that he always feels tense when Mary is in the room.
Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
-What Jane said made the atmosphere less tense.
- braces
- [n] pantolon askısı
- braces
- (isim) pantolon askısı
- braces
- i., çoğ., İng. pantolon askısı
- braces
- bağlayıcı ayraç
- tense
- sequence of tenses cümlede zaman uyumu
- tense
- {f} gerilmek
- tense
- {s} gergin, gerilmiş
- tense
- fiil zamanı
- tense
- (sıfat) gergin
Related Terms
German - English
Definition of verspannt in German English dictionary
- tense
- braces
- braced
- tightly wound
- (mit Seilen) verspannt
- guyed
- Deine Nackenmuskeln sind sehr verspannt.
- Your neck muscles are very tense
- äußerlich verspannt
- externally braced