Turkish - English
Definition of uyducu in Turkish English dictionary
- person who favors acquiring political satellites
- person who favors making his country the satellite of a more powerful state
- uydu
- satellite
The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space.
-Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır.
The satellite is in orbit around the moon.
-Uydu, ay etrafında yörüngede.
- uydu
- secondary
- uydu
- (Havacılık) bird
- uydu
- (Askeri) satallite
- uydu
- (Dilbilim) valency
- uydu
- moon
Many moons orbit around Saturn.
-Birçok uydular Satürn'ün etrafında dönmektedir.
The earth's moon is a natural satellite.
-Dünyanın ayı doğal bir uydudur.
- uydu
- secondary planet
- uydu
- minion
- uydu
- satelite
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of uyducu in Turkish Turkish dictionary
- Uydu
- peyk
Merih'in iki peyki var.
-Mars'ın iki uydusu var.
- uydu
- Türlü amaçlarla yerden fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek yer çevresinde dolanan araç
- uydu
- Bir gezegenin çekiminde bulunarak onun çevresinde dolanan daha küçük gezegen, peyk
- uydu
- Türlü amaçlarla Yer'den fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek Yer çevresinde dolanan araç
- uydu
- Bir şeye bağımlılığı olan (kimse, devlet vb.)
- uydu
- Türlü amaçlarla Yer'den fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek Yer çevresinde dolanan aygıt
Related Terms
uyducu
Hyphenation
uy·du·cuResimler
History
Favorites