uyanmak

listen to the pronunciation of uyanmak
Turkish - English
wake

It is hard to wake up without a strong cup of coffee. - Bir fincan koyu kahve olmadan uyanmak zordur.

What's your favorite kind of music to wake up to? - Senin uyanmak için en sevdiğin müzik türü hangisi?

wake up

You have to wake up early tomorrow morning. - Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.

It is hard to wake up without a strong cup of coffee. - Bir fincan koyu kahve olmadan uyanmak zordur.

waken
awake
realize
arouse
understand
stir
to wake, to wake up, to rouse; to realize, to understand, to get, to latch on; (bitki) to come up
(for a feeling, a thought) to arise (in someone)
to wake, wake up, awaken, waken
awaken
to become aware of what's really going on, for the scales to fall from one's eyes
(duygu) revive
rouse up
rouse
latch on
tumble
waking up
awake,awaken
uykudan uyanmak
smarten up
uyan
suitable
uyan
(Bilgisayar,Teknik) compatible
uyan
warning
uyan
stimulation
uyanma
(Bilgisayar) wake

I walked on tiptoes so as not to wake the baby. - Bebek uyanmasın diye parmak ucumda yürüdüm.

You have to wake up early tomorrow morning. - Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.

uyan
{f} waking

Don't bother waking me up at 4:00 a.m. I don't plan to go fishing tomorrow. - Sabah 4:00'te beni uyandırmak için zahmet etmeyin. Yarın balık tutmaya gitmeyi planlamıyorum.

I've been having trouble waking up. - Uyanmakta zorlanıyorum.

uyan
{f} woken

He wanted to be woken up early by his wife. - Karısı tarafından erken uyandırılmak istedi.

He seemed to have just woken up from a dream. - Az önce bir rüyadan uyanmış gibi görünüyordu.

uyan
{i} conforming
uyan
observant
uyan
{f} woke

Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year. - Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.

When I woke up, I was sad. - Uyandığımda üzgündüm.

uyan
{f} waked
uyan
{f} wake

Please wake me up at six tomorrow. - Lütfen yarın saat 6'da beni uyandır.

Be quiet, or the baby will wake up. - Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.

uyan
in keeping
uyanma
rebirth
uyanma
{i} waking

He has trouble waking up on time. - Onun zamanında uyanma sorunu var.

Waking up is the opposite of going to sleep. - Uyanmak yatmaya gitmenin tam tersidir.

uyan
pertaining to
gece uyanmak
wake in the night
geç uyanmak
undershoot
uyan
correspondent
uyan
corresponding
uyan
coincident
uyan
in harmony
uyan
regardful
uyan
matching

The police found a truck matching that description. - Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.

uyanma
dawn
uyanma
renascense
uyanma
shake up
uyanma
renaissance
uyanma
waking up
uyanma
shakeup
Turkish - Turkish
Uyku durumundan çıkmak
Bilgisizlikten kurtulmak
Uyku durumundan çıkmak: "Uyanışım uykuya dalışım kadar tatlı oldu."- R. H. Karay
Gerçekleri anlar, kavrar duruma gelmek: "Yirmi asır evvelki gafletlerden uyanılıyor."- Ö. Seyfettin
Belirmek, ortaya çıkmak, depreşmek
Canlanıp sürmeye başlamak
Bitkiler canlanıp sürmeye başlamak: "Tomurcuklar patlamış, tabiat iyiden iyiye uyanmıştı."- B. Felek
Gerçekleri anlar, kavrar duruma gelmek
Belirmek, ortaya çıkmak, depreşmek: "Leman Hanımın seni sevdiğini söyleyince sende de ona karşı bir meyil uyandığından eminim."- R. N. Güntekin
uyanma
Uyanmak durumu, intibah