Bu nasıl yapılmış olabilir?
- How could it have been done?
İşlerinizi yarım yapılmış bırakmayın.
- Don't leave things half done.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed to be done.
Tom Mary'nin çok yorgun olduğunu söyledi.
- Tom said Mary is done.
Öyle bir şey yapmış olamaz.
- He cannot have done such a thing.
O, bir günde yapılabilir.
- It can be done in a day.
Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.
- I'd like my steak well done.
Bifteğinizi nasıl pişmiş istersiniz.
- How would you like your steak done?
Dergi ile işin bitti mi?
- Are you done with that magazine?
İşin bittiğinde bana haber ver.
- Tell me when you're done.
Tom yaptıklarından pişman olmuş gibi görünüyordu.
- Tom seemed to regret what he had done.
Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.
- I'd like my steak well done.
Etimi iyi pişmiş severim.
- I like my meat well done.
O, yanlış yaptığını kabul etti.
- He admitted having done wrong.
Öğretmenin ev ödevini zamanında yapmadığı için Tom'un özrünü kabul etmesi çok zayıf bir olasılıktır.
- It's very unlikely that the teacher will believe Tom's excuse for not having his homework done on time.
Yapmış olduğumdan hiçbir pişmanlık duymuyorum.
- I have no regrets for what I have done.
Mümkün olduğunca kısa sürede onu yaptır.
- Get it done as soon as possible.
I done did my best to raise y'all.