German - Turkish
Definition of unbekümmert in German Turkish dictionary
- umursamaz
- aldırışsız, ilgisiz, kayıtsız; patavatsız; gönül eri, ehlidil
- {'unbıkümırt} aldırışsız, ilgişiz
- yüreği geniş
- ehlidil
- gönül eri
English - Turkish
Definition of unbekümmert in English Turkish dictionary
- carefree
- {s} kaygısız
Tom mutlu ve kaygısızdı.
-Tom was happy and carefree.
O eğlenceli, kaygısız, akıllı, sürprizlerle dolu.
-She's fun, carefree, smart, full of surprises.
- blithely
- tasasız bir şekilde
- carefree
- (sıfat) endişesiz, tasasız, kaygısız, dertsiz, kalender, kayıtsız, gamsız
- blithely
- sevinçli bir şekilde
- blithely
- neşeyle
- blithely
- pürneşe
- carefree
- (deyim) pervasız
- carefree
- geniş yürekli
- carefree
- karnı geniş
- carefree
- tasasız
- carefree
- sorumsuz
- blithely
- neşeli bir şekilde
- blithely
- z. neşeli/şen/tasasız bir şekilde, pürneşe
- carefree
- sorumsuz/kaygısız
- carefree
- {s} dertsiz
- carefree
- {s} kayıtsız
- carefree
- {s} gamsız
- carefree
- {s} endişesiz
Related Terms
German - English
Definition of unbekümmert in German English dictionary
- mindlessly
- slap-happy
- without worrying
- unworried
- freewheeling
- blithely
- unsuspected
- unconcerned
I pulled her by the sleeve, but she went on talking unconcernedly.
-Ich zog sie am Ärmel, doch sie plauderte ganz unbekümmert weiter.
- carefree
- untroubled
- devil-may-care
- insouciant
- insouciantly
- breezy
- unconcernedly
I pulled her by the sleeve, but she went on talking unconcernedly.
-Ich zog sie am Ärmel, doch sie plauderte ganz unbekümmert weiter.
- unsuspicious
- reckless
- airily
- gaily
- recklessly
- happy-go-lucky (person)
- happy-go-lucky
- careless of
- easygoing
- unbekümmert (Haltung, Einstellung ...)
- cavalier
- für etwas unbekümmert Geld ausgeben
- to splurge
- für etwas unbekümmert Geld ausgeben
- to splash out on something