Tom sonunda akarsu üzerinden atlamayı denemeye karar verdi.
 - Tom finally decided to try jumping over the stream.
Bir akarsu geçerken atları asla takas etme.
 - Never swap horses while crossing a stream.
Kan akışı genellikle sabit ve süreklidir.
 - The blood stream is usually constant and continuous.
Tanaka öğretim tarihinin akışına aykırıdır.
 - Tanaka's teaching goes against the stream of history.
Bir dere göle akmaktadır.
 - A stream flows into the lake.
Akıntıya karşı çabalamak cesaret gerektirir.
 - To strive against the stream requires courage.
Bu hızlı akıntıda yüzmek tehlikeli olmalı.
 - It must be dangerous to swim in this rapid stream.