İki düzine kalem satın aldım.
 - I bought two dozen pencils.
Yarım düzine yumurta aldım.
 - I bought half a dozen eggs.
Tom bana plastik bir torba içinde çok sayıda kurabiye verdi.
 - Tom gave me a dozen cookies in a plastic bag.
Okuyacak çok sayıda raporum var.
 - I have a dozen reports to read.