Turkish - English
Definition of trenle in Turkish English dictionary
- by train
I recommend you to go by train.
-Sana trenle gitmeni öneririm.
Tom commutes to school by train.
-Tom okula trenle gidip geliyor.
- in a train, by railroad
- tren
- train
I'm getting off the train at the next stop.
-Sonraki durakta trenden ineceğim.
What time does the next train leave?
-Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- trenle gitmek
- go by train
- trenle gitmek
- train it
- trenle gitmek
- ride in a train
- trenle gitmeyi tercih ederim
- I prefer to go by train
- trenle göndermek
- (Ticaret) send by railway
- trenle göndermek
- (Ticaret) send by rail
- her gün işe trenle gidip gelen kimse
- commuter
- tren
- railway
He was injured in a railway accident.
-Bir tren kazasında yaralandı.
I'm sitting in the railway station.
-Tren istasyonunda oturuyorum.
- tren
- railroad train
Some new railroad trains go very fast.
-Bazı yeni demiryolu trenleri çok hızlı gider.
- tren
- boat train
- trenle git
- go by train
- tren
- the train
- arabayı parkedip yola trenle devam etme
- park and ride system
- evle iş arasını trenle gidip gelmek
- commute
Related Terms
English - English
Definition of trenle in English English dictionary
- tren
- A fish spear
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of trenle in Turkish Turkish dictionary
- Tren
- çuhçuh
- tren
- şimendifer
- tren
- Yük katarı
- tren
- Bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi, katar, şimendifer
- tren
- Bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi, katar, şimendifer: "O gece Eskişehir'den son kalkan trenle Ankara'ya dönüyordu."- R. E. Ünaydın