Linda, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti.
 - Linda claimed she was pregnant to force Dan into marriage.
Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
 - I don't want to force you to do that.
Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti.
 - Hoover withdrew American forces from Nicaragua.
Amerikan kuvvetleri geri çekildi.
 - American forces were withdrawn.
Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.
 - The Japanese military forces seemed too strong to stop.
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
 - At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Yasa artık yürürlükte değil.
 - The law is no longer in force.
Jülyen takvimi Rusya'da yürürlükteydi.
 - The Julian calendar was in force in Russia.
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
 - I was forced to sign my name.
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
 - Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
 - Persuasion is often more effectual than force.