İngilizce konuşmak kolay değildir.
 - Speaking English isn't easy.
Almanca konuşmak istiyorum.
 - I want to speak German.
Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim.
 - Frankly speaking, I don't agree with you.
Doğruyu söylemek suç değildir.
 - Speaking the truth is not a crime.
Japonca konuşamıyorum.
 - I don't speak Japanese.
Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri.
 - Frankly speaking, he is untrustworthy.
Bir yerli konuşan gibi ses çıkarmak istiyorsan bu çok iş gerektirir.
 - If you want to sound like a native speaker, it'll take a lot of work.
İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.
 - You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.
Taro niçin çok iyi şekilde İngilizce konuşabilmektedir?
 - Why can Taro speak English so well?
Rusçayı akıcı bir şekilde konuşabilmek isterim.
 - I want to be able to speak Russian fluently.
Tom Fransızca konuşabilip konuşamayacağımı bilmek istedi.
 - Tom wanted to know if I could speak French.
Ben sadece nasıl Fransızca konuşacağımı bilmek istiyorum.
 - I just wish I knew how to speak French.