Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to stifle, choke, or suffocate in any manner

listen to the pronunciation of to stifle, choke, or suffocate in any manner
English - Turkish

Definition of to stifle, choke, or suffocate in any manner in English Turkish dictionary

strangle
{f} boğmak

Onu boğmak istiyorum. - I'd like to strangle her.

Sami, Leyla'yı boğmakla tehdit etti. - Sami threatened to strangle Layla.

strangle
{f} boğarak öldürmek

Onu boğarak öldürmek istiyorum. - I'd like to strangle him.

strangle
{f} tutmak
strangle
gırtlaklamak
strangle
boğazını sıkmak
strangle
boğ

Onu boğarak öldürmek istiyorum. - I'd like to strangle him.

Tom Mary'yi boğazlamak için tamamen hazır değildi. - Tom couldn't quite bring himself to strangle Mary.

strangle
{f} boğazlamak

Sami, karısını boğazlamak için çıplak ellerini kullandı. - Sami used his bare hands to strangle his wife.

Tom Mary'yi boğazlamak için tamamen hazır değildi. - Tom couldn't quite bring himself to strangle Mary.

strangle
strangle hold güreşte boğma vaziyeti
strangle
(Tıp) Nefes borusunu sıkarak nefesini kesmek,boğmak
strangle
(Tıp) Nefes borusunun sıkılması nedeniyle nefesi kesilmek,boğulmak
strangle
{f} bastırmak
strangle
{f} boğmak; boğulmak
strangle
boğucu hakimiyet
strangle
{f} gelişimini engellemek
strangle
(Askeri) STRANGLE" KODU: "Belirtilen cihazı kapatın anlamına gelen kod
strangle
boğazını sıkarak öldürmek
English - English
strangle