Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
English - Turkish
Definition of to soften to the eye; to make delicate in English Turkish dictionary
- sweeten
- tatlanmak
- sweeten
- {f} tatlılaştırmak
- sweeten
- tatlandırmak
- sweeten
- şeker tadı vermek
- sweeten
- daha hoş yapmak
- sweeten
- iticiliğini azaltmak
- sweeten
- tatlandır
Şeker tatlandırıcı olarak balın yerini aldı.
-Sugar replaced honey as a sweetener.
- sweeten
- hoş bir hale getirmek
- sweeten
- {f} tatlılaştırmak, tatlı yapmak, şeker tadı vermek
- sweeten
- tatlılaş/tatlılaştır
- sweeten
- sweeteningşekerli olmayan tatlılaştırıcı madde
- sweeten
- daha cazip bir hale getirmek
- sweeten
- {f} şeker koymak
- sweeten
- {f} daha hoş yapmak; daha hoş bir hale getirmek, tatlılaştırmak, daha çekici yapmak
- sweeten
- {f} tatlılaşmak
- sweeten
- {f} yumuşamak
Related Terms
English - English
Definition of to soften to the eye; to make delicate in English English dictionary
- sweeten
Correggio has made his memory immortal by the strength he has given to his figures, and by sweetening his lights and shadows, and melting them into each other. - John Dryden.
to soften to the eye; to make delicate
Hyphenation
to sof·ten to the eye; to make del·i·catePronunciation
Resimler
History
Favorites