Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to smear, to distribute in a thin layer

listen to the pronunciation of to smear, to distribute in a thin layer
English - Turkish

Definition of to smear, to distribute in a thin layer in English Turkish dictionary

spread
yayılmış

Ateş yandaki evin duvarlarına kadar yayılmıştı. - The fire spread and licked the neighboring house.

spread
iyice açılmış
spread
(Ticaret) alış-satış farkı
spread
bulaşmak
spread
bölmek
spread
örtmek
spread
(Askeri) KUNDAK AÇMAK: Bir topun kundak kuyruğunu açıp yerleştirmek
spread
saçmak
spread
genişl
spread
{f} açmak
spread
{i} yayılım
spread
{i} uzatma
spread
{f} ayırmak
spread
üzerine sermek
spread
gergin
spread
{i} ara

Snorri Sturluson'un hikayeleri diğer şeylerin arasında Hristiyanlığın Norveç'te nasıl zorla yayıldığını anlatır. - Snorri Sturluson's stories tells, among other things, how Christianity was spread in Norway by force.

spread
{f} gübre
spread
{f} uzatmak
spread
{f} bulaştırmak
spread
{f} döşemek
English - English
spread

She liked to spread butter on her toast while it was still hot..

to smear, to distribute in a thin layer
Favorites