Onun bir imzasını isteyeceğim. Yazmak için bir şeyin var mı?
 - I'm going to ask him for an autograph. Do you have anything to write with?
Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
 - It took me several hours to write it.
Yazı yazmak için bana biraz kağıt verin.
 - Give me some paper to write on.
Kütüphane kitaplarına yazı yazmamalısın.
 - You shouldn't write in library books.
Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın.
 - You must not write a letter with a pencil.
Visual Basic ile programlar yazabiliyorum.
 - I can write programs in Visual Basic.
Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.
 - I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do.
O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.
 - He never fails to write to his mother every week.
İngilizce bir mektup yazmak böyle kolay değildi.
 - It was not so simple to write a letter in English.
Judy'ye bir mektup yazmak niyetindeyim.
 - I intend to write a letter to Judy.
The due day of the homework is written in the syllabus.