to set free

listen to the pronunciation of to set free
English - Turkish
özgür kılacak
özgür bırakmak
serbest bırakmak

Related Terms

bail
{i} kefalet

Tom hiç kefaletle tahliye olmadı. - Tom has never bailed.

Tom kefalet düzenliyor. - Tom is arranging bail.

bail
kefalet,v.kefaletini öde: n.kefalet
bail
(Kanun) kefaletini ödemek
bail
kepçe
set free
salmak
set free
(deyim) bırakmak
set free
koyuvermek
set free
özgür bırakmak
set free
engel olmamak
bail
kefalet vergini
set free
serbest bırak

Tutuklu dün serbest bırakıldı. - The prisoner was set free yesterday.

Şu tutuklular dün serbest bırakıldı. - Those prisoners were set free yesterday.

to free
ücretsiz
bail
bir kimseye kefalet ederek tahliyesini temin etmek
bail
{f} kurtarmak
bail
{i} kulp
bail
{i} çember
bail
mevkufu kefile teslim etmek
bail
{i} (tekneye giren suyu boşaltmak için kullanılan) kova, maşrapa v.b
bail
tevdi etmek
bail
(fiil) kefaletle serbest bırakmak, kurtarmak; emanet etmek, suyunu boşaltmak (kayık)
bail
{i} kefil

Bana kefil oluyor musun? - Are you bailing on me?

bail
{f} suyunu boşaltmak (kayık)
bail
{f} emanet etmek
bail
kefaletle tahliye edilme. f
bail
(sanığın tahliye edilmesi için verilmesi gereken) teminat akçesi, kefalet
bail
{i} teminât
bail
kefalet ücreti
set free
salıvermek
set free
tahliye etmek
set free
özgürlüğüne kavuşturmak
set free
kurtarmak
set free
azat etmek
set free
azat
to free
özgürleştirmek
English - English
enfree
enfreedom
bail
deliver

deliver a captive from the prison.

To release, to free, to give freedom to

Well, you can tell Nan that she won't marry Peter Mallory with my consent. I'll never set her free to be another man's wife..

release, let go, bring out to the wild
grant freedom to; "The students liberated their slaves upon graduating from the university"
set at liberty

The prisoner was set at liberty yesterday. - The prisoner was set free yesterday.