to row a boat with less than one's full capacity

English - Turkish

Definition of to row a boat with less than one's full capacity in English Turkish dictionary
paddle: {f} 1. kürekle
paddle: kanatlı
paddle: (Hayvan Bilim, Zooloji) yüzgeç
paddle: (masa tenisi) raket
paddle: kanat
paddle: kısa kürek kullanmak
paddle: kısa kürekle yürütmek
paddle: ağır ağır kürek çekmek
paddle: {i} tokaç
paddle: {i} (kanoya ait) kürek
paddle: {f} ayaklarını suda oynatmak
paddle: (isim) kısa kürek, bel, pala, tokaç, çark kanadı, kaplumbağa yüzgeci
paddle: imleç denetim kolu
paddle: çarkların hareket etmesiyle yürümek
paddle: kısa kürekle yürütmek veya yürümek
paddle: kayığın kenarına dayamadan kullanılan kürek
paddle: {f} sığ suda gezinmek
paddle: {i} pala
paddle: {f} kürek çekmek
paddle: {f} kano kullanmak (kısa kürekle)

English - English

Definition of to row a boat with less than one's full capacity in English English dictionary: paddle

to row a boat with less than one's full capacity

Hyphenation

to row a boat with less than one's full ca·pac·i·ty

tı rō ı bōt wîdh les dhın wʌnz fûl kıpäsıti

/tə ˈrō ə ˈbōt wəᴛʜ ˈles ᴛʜən ˈwənz ˈfo͝ol kəˈpasətē/ /tə ˈroʊ ə ˈboʊt wɪð ˈlɛs ðən ˈwʌnz ˈfʊl kəˈpæsətiː/

History

Favorites