O demetlerin içine ince dallar bağladı.
 - He tied the twigs into bundles.
O bıçak ile ağaçtan ince bir dal kesti.
 - He cut a twig from the tree with his knife.
Tom bir dalın çatladığını duydu.
 - Tom heard a twig crack.
Ağacın pek çok sürgünleri ve dalları vardır.
 - The tree has too many twigs and branches.
He hasn't 'twigged' that we're planning a surprise party for him.