Dairemi beğendin mi? Evet, çok konforlu
 - Did you like my apartment? Yes, it is very comfortable.
Küçük konforlu bir evimiz olacak.
 - We will have a small comfortable house.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
 - She always comforted herself with music when she was lonely.
İnsanlar rahat mı? Hayır.
 - Are people comfortable? No.
Tom Meryem'i ferahlatmak istedi.
 - Tom wanted to comfort Mary.
Arkadaşım düşük yaptı ve onu nasıl teselli edeceğimi bilmiyorum.
 - My friend had a miscarriage and I don't know how to comfort her.
O, onu teselli etmeye çalıştı fakat o ağlamaya devam etti.
 - She tried to comfort him, but he kept crying.
Tom Mary'yi rahatlatmak için elinden geleni yapıyor.
 - Tom is doing his best to comfort Mary.
Bir kadın kızdığında, onu rahatlatmak için ihtiyacın olan tek şey dört küçük öpücüktür.
 - When a woman's angry, four little kisses are all you need to comfort her.
O ağladı ve ağladı ama hiç kimse onu avutmak için gelmedi.
 - She cried and cried, but nobody came to comfort her.
Ben sadece seni rahat ettirmek istedim.
 - I only wanted to make you comfortable.
Tom Meryem'i rahat ettirmek istedi.
 - Tom wanted to comfort Mary.