English - Turkish
Definition of to knock successively and playfully in English Turkish dictionary
- drum
- {i} davul
Tom on üç yaşında davul çalmaya başladı.
-Tom started playing drums when he was thirteen.
Tom Mary'den gece geç saatlerde davul çalmamasını rica etti.
-Tom asked Mary not to play the drums so late at night.
- drum
- fıçı
- drum
- {i} bidon
- drum
- çağırmak
- drum
- şarjör tüfek
- drum
- tıkırdatmak
- drum
- gömlek
- drum
- dümbelek
- drum
- davul sesi çıkartmak
- drum
- (Mühendislik) tambur
- drum
- {f} parmaklarıyla tempo tutmak
- drum
- {i} davul; trampet; dümbelek
- drum
- (İnşaat) kampana, tambur, davul
- drum
- timpan boşluğu
- drum
- tambur,v.davul çal: n.davul
- drum
- drumbeat davul sesi
- drum
- davul boşluğu alın
- drum
- (isim) davul, bidon, tamtam, davul sesi, şarjör (tüfek), kulak zarı, sütun gövdesi
- drum
- (Askeri) TAMBURA: Bazı tip makineli tüfeklerde ve tepkisiz toplarda, içerisine mermi konulan silindir şeklindeki şarjör
- drum
- (Tıp) Kulak davulu, timpan
Related Terms
English - English
Definition of to knock successively and playfully in English English dictionary
- drum
Drumming one’s fingers on a table is often an expression of impatience or annoyance.
to knock successively and playfully
Hyphenation
to knock suc·ces·sive·ly and play·ful·lyTurkish pronunciation
tı näk sıksesîvli ınd pleyfıliPronunciation
/tə ˈnäk səkˈsesəvlē ənd ˈplāfəlē/ /tə ˈnɑːk səkˈsɛsɪvliː ənd ˈpleɪfəliː/
Resimler
History
Favorites