Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to hurt, injure

listen to the pronunciation of to hurt, injure
English - Turkish

Definition of to hurt, injure in English Turkish dictionary

harm
{i} zarar

O bir sineğe bile zarar veremez. - She can't even harm a fly.

Maddelerin bazıları, özellikle eğer hamile iseniz, zararlıdır. - Some of the ingredients are harmful, especially if you are pregnant.

harm
{f} kötülük etmek
harm
{f} zarar vermek

Asla sana herhangi bir zarar vermek istemedim. - I never meant you any harm.

Sana zarar vermek için bir şey yapmayacağıma sana söz veriyorum. - I promise you I won't do anything to harm you.

harm
{f} incitmek

Seni asla incitmek istemedim. - I never wanted to harm you.

Tom'u incitmek isteyecek birinin farkında mısın? - Are you aware of anyone who would want to harm Tom?

harm
kötülük yapmak
harm
halel getirmek
harm
zararı dokunmak
harm
zararı olmak
harm
zeval vermek
harm
dokunca
harm
fenalık yapmak
harm
zarara sokmak
harm
hasar
harm
kötülük

O iyilikten daha çok kötülük yaptı. - It did more harm than good.

Hiç kimse sana kötülük etmeyecek. - No one will harm you.

harm
ziyan
to injure
zarar vermek
harm
(isim) zarar, hasar, kötülük, felâket
harm
(Askeri) ZARAR, FENALIK
English - English
{v} harm
to injure
{v} wrong
to injure
{v} disadvantage