O, takriben seninle aynı yaştadır.
 - He's about the same age as you are.
Takriben senin yaşındayız.
 - We are about your age.
Tom artık hemen hemen her yerde olabilr.
 - Tom could be just about anywhere by now.
Hemen hemen her şeye alışabilirim.
 - I can get used to just about anything.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
 - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Diğerleri hakkında kötü şeyler söyleme.
 - Don't say bad things about others.
Tom istediği bir şeyi almak için aşağı yukarı yeterince zengin.
 - Tom is rich enough to buy just about anything he wants.
Tom aşağı yukarı benimle aynı yaşta.
 - Tom is about the same age as me.
Sorun konusunda sessiz kaldı.
 - She kept silent about the problem.
Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
 - I don't know about things like that.
Biz ateş etrafında dans ettik.
 - We danced about the fire.
Güneşin Samanyolu etrafında tam bir tur atması yaklaşık 230 milyon yıl alır.
 - It takes the Sun about 230 million years to make one complete orbit around the Milky Way.
Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen.
 - Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.
Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı.
 - Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.
Onun evi buralarda bir yerde.
 - His house is somewhere about here.
Buralarda manzara çok güzeldir.
 - The scenery about here is very beautiful.
Tom ve arkadaşları ateşin etrafına oturdular, iyi eski günlerden bahsettiler.
 - Tom and his friends sat around the fire, talking about the good old days.
Yaşlı adam şapkası için etrafına bakındı.
 - The old man looked about for his hat.