Bir günlük tutmak da bize günlük yaşantımızı yansıtmak için bize bir şans verir.
 - Keeping a diary also gives us a chance to reflect on our daily life.
Pitaya'nın ortak İngilizce adı dragon fruit birçok Asya dillerinde onun argo adını yansıtmaktadır.
 - The pitaya's common English name of dragon fruit reflects its vernacular name in many Asian languages.
Aynada yansımamı gördüm.
 - I saw my reflection in the mirror.
Tom aynada kendi yansımasını gördü.
 - Tom saw his reflection in the mirror.
Gözlerin sesimin yankısını yansıtıyor.
 - Your eyes reflect the echo of my voice.
Karar verirken kendi motivasyonunu yansıt.
 - Reflect on your own motives when making a decision.
Düşünmek için zaman ayırın.
 - Take the time to reflect.
Onu iyice düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.
 - I need a little time to reflect upon it.
With fresh material, taxonomic conclusions are leavened by recognition that the material examined reflects the site it occupied; a herbarium packet gives one only a small fraction of the data desirable for sound conclusions. Herbarium material does not, indeed, allow one to extrapolate safely: what you see is what you get.