Onlar onu güçlü bir erkeğin cesur hareketi olarak gördüler.
 - They saw it as the brave act of a strong man.
Bütün askerler cesurdu.
 - All the soldiers were brave.
Tom cesur ve yiğittir.
 - Tom is brave and courageous.
Kahramanlık büyük bir erdemdir.
 - Bravery is a great virtue.
Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar.
 - Ancient people liked to tell stories of bravery.