Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to defeat or evade; to invalidate

listen to the pronunciation of to defeat or evade; to invalidate
English - Turkish

Definition of to defeat or evade; to invalidate in English Turkish dictionary

avoid
{f} kaçınmak

Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık. - We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.

Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti. - He took a detour to avoid the heavy traffic.

avoid
önlemek

Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır. - Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.

Lütfen kazaları önlemek için elinizden geleni yapın. - Please try your best to avoid accidents.

avoid
sakınmak

Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım. - I swerved to avoid hitting a skunk.

avoid
{f} savuşturmak
avoid
{f} -den kaçınmak; -den çekinmek
avoid
çekinmek
avoid
içtinap etmek
avoid
fesholunur avoidance sakınma
avoid
alıkoymak
avoid
kurtulmak

Sami, tutuklamaktan kurtulmak için Mısır'a kaçtı. - Sami fled to Egypt to avoid arrest.

avoid
kaçmak
avoid
engel olmak
avoid
yanaşmamak
avoid
{f} -den sakınmak
avoid
{f} uzak durmak
avoid
(fiil) kaçınmak, savuşturmak, sakınmak, önlemek, uzak durmak, korunmak; iptal etmek
avoid
{f} -den kurtulmak; -i önlemek
avoid
{f} korunmak

Soğuk algınlığından korunmak için bol miktarda C vitamini al. - Take lots of vitamin C to avoid catching cold.

English - English
avoid