Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
 - An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
Seçeneklerimi tartmak zorundayım.
 - I have to weigh my options.
Avantajları ve dezavantajları düşünüp taşınmak zorundayız.
 - We have to weigh the pros and cons.
O, 80 kilodan daha fazla gelmektedir.
 - She weighs more than 80 kg.
Bugünden başlayarak kendimi her gün tartmaya karar verdim.
 - I have decided to weigh myself every day starting today.
Onların çantalarını tartmadım.
 - I didn't weigh their bags.
Mary onu elinde tarttı.
 - Mary weighed it in her hand.
Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
 - Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
Tuz ağırlıkla satılmaktadır.
 - Salt is sold by weight.
Tom ağırlık çalışması yapar.
 - Tom does weight training.