Seçeneklerimi tartmak zorundayım.
 - I have to weigh my options.
Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
 - An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
Avantajları ve dezavantajları düşünüp taşınmak zorundayız.
 - We have to weigh the pros and cons.
O, 80 kilodan daha fazla gelmektedir.
 - She weighs more than 80 kg.
Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
 - An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
Seçeneklerimi tartmak zorundayım.
 - I have to weigh my options.
Mary onu elinde tarttı.
 - Mary weighed it in her hand.
Lütfen bunu tartar mısınız?
 - Can you weigh this, please?
Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
 - He hurt his arm lifting so much weight.
Tom, yerel bir spor salonunda ağırlık antrenmanı yaptı.
 - Tom did weight training at a local gym.