Tom itiraf etme dürtüsü hissetti.
 - Tom felt the urge to confess.
Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.
 - All forms of life have an instinctive urge to survive.
O, onu dikkatli sürmesi için teşvik etti.
 - She urged him to drive carefully.
Tom Mary'yi daha çok çalışması için teşvik etti.
 - Tom urged Mary to study harder.
Tom kaçma arzusu hissetti.
 - Tom felt the urge to run away.
Tom Mary'yi öpmek için bir arzu hissetti.
 - Tom felt an urge to kiss Mary.
Tom Mary'yi daha çok çalışması için teşvik etti.
 - Tom urged Mary to study harder.
O, onu daha çok çalışması için teşvik etti.
 - She urged him to study harder.
Tom'un yerinde olmak istemem.
 - I wouldn't like to be in Tom's shoes.
Planında olmak istiyorum.
 - I want to be in your plan.