İngilizce konuşmak kolay değildir.
 - Speaking English isn't easy.
Almanca konuşmak istiyorum.
 - I want to speak German.
Sanırım söylemek istediğim bir şeyi neredeyse tamamen söylemek için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilirim.
 - I think I can speak French well enough to say pretty much anything I want to say.
Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim.
 - Frankly speaking, I don't agree with you.
John, Fransızcayı iyi konuşamıyor.
 - John can't speak French well.
O benimle konuşmuyor.
 - She doesn't speak to me.
Daha çok yerli bir konuşmacı gibi ses çıkarmak için ne yapabilirim?
 - What can I do to sound more like a native speaker?
Bir yerli konuşan gibi ses çıkarmak istiyorsan bu çok iş gerektirir.
 - If you want to sound like a native speaker, it'll take a lot of work.
O, hem İngilizceyi hem de Fransızcayı çok iyi konuşabilmektedir.
 - He can speak both English and French very well.
Taro niçin çok iyi şekilde İngilizce konuşabilmektedir?
 - Why can Taro speak English so well?
İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
 - He speaks two languages besides English.
Tom Fransızca bilmektedir ve ayrıca İngilizce bilmektedir.
 - Tom speaks French and also speaks English.