English - Turkish
Definition of to a great extent in English Turkish dictionary
- büyük ölçüde
- much
- çok
Çok fazla yersen şişmanlarsın.
-If you eat too much you will become fat.
John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
-John is not as old as Bill; he is much younger.
- extensively
- yaygın olarak
- extensively
- geniş ölçüde
- extensively
- yaygın bir şekilde
- extensively
- kapsamlı şekilde
- much
- fazlaca
- extensively
- ekstansif düzeyde
- extensively
- yoğunlaşmayan
- much
- belirli bir miktar
- much
- aşağı yukarı
Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
-About how much would it cost to have this chair repaired?
Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?
-How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?
- extensively
- çok
- much
- köp
Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.
-A dog's sense of smell is much keener than a human's.
Büyük bir köprü değildi.
-It wasn't much of a bridge.
- extensively
- uzatılmış olarak
- extensively
- geniş olarak
- extensively
- [adv] çok büyük veya geniş miktarda
- much
- klymet vermek
Related Terms
English - English
Definition of to a great extent in English English dictionary
- much
- extremely, very much so
- extensively
- particularly
to a great extent
Hyphenation
to a great ex·tentTurkish pronunciation
tı ı greyt îkstentPronunciation
/tə ə ˈgrāt əkˈstent/ /tə ə ˈɡreɪt ɪkˈstɛnt/
Resimler
History
Favorites